Geçen haftaki yazıdan hareketle, hadi gelin 5 yıl sonra aynı yerde sayıyor olmamak için nasıl bir yol haritası izleyebileceğimize daha yakından bakalım.
Öncelikle, gerçekleştirmek için yanıp tutuştuğumuz, veya bu kadar ateşli olmasa da, en azından aklımızdan bir türlü çıkaramadığımız bir hedef seçerek başlayalım işe. Ama hedef kelimesinin büyüklük taslayan havası bizi yanıltmasın. Kendi şirketini kurmak ya da terfi etmek kadar, kilo vermek, sigarayı bırakmak, para biriktirmek veya bir seyahat planlamak da yeterince büyük ve önemli hedefler.
Hedefimiz cepteyse, bizi bekleyen en büyük tuzaktan bahsedelim mi? Aynı anda birçok şeyi başarmaya, herkesin her şeyi olmaya çalışmak. Bu bize başlangıçta bırakın hatayı, bir sevgi ve motivasyon göstergesi gibi görünecektir. Ancak bir süre sonra ‘sürekli kendinden fedakarlık yapan’ kişiye dönüştüğümüzü fark edebiliriz. Kendimizi görmezden gelmek pahasına etrafımızdakilere sunduğumuz duygusal veya materyal konfor, bir noktada görevimiz haline gelebilir. Bu durumda doğal refleksimiz genellikle karşı tarafı suçlamak olur da, dönüp nerede hata yaptığımızı nadiren sorgularız.
İşte yeniden bu tatsız duruma düşmemek için hedefimizi dikkatli seçmekte ve odağımızı netleştirmekte fayda var. Çünkü bir hedef belirlemek, kaçınılmaz olarak bizi yeni birtakım öncelikler listesiyle baş başa bırakır. O güne dek bizi tanıyanların alışık olduğu şekilde davranmayacağımız yeni durumları da beraberinde getirir. Bazı tekliflere hayır demeyi gerektirir.
Hadi bugün sizi konfor alanınızdan çıkmaya zorlayacak kadar büyük, ama kısa vadede hayata geçirebileceğiniz kadar makul bir hedef belirleyin. Hedefinizin gerçekleşme tarihi 31 Aralık 2017 olsun. Önümüzde tam 4 ay var. Şimdi, bu hedefe ulaşmak için nelere ve kimlere hayır demeniz gerekebileceğini listelemeyi deneyin. Çünkü çoğu kez yapacaklarımızın büyüsüne kapılmak fazlasıyla iyi gelir ve engelleri görmemizi engeller. Oysa hedeflerimizi gerçeğe dökmek, yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızla da ilgilidir.
Ege