Mutluluğun en büyük düşmanlarından biri mevcut duruma uyum sağlamaktır. Başka bir deyişle, çok isteyerek ve belki de zar zor para biriktirerek aldığımız herhangi bir şey kısa bir süre sonra bizi mutlu edememeye başlar çünkü ona alışır, uyum sağlarız. Ancak bir eşya yerine bir deneyim satın aldığımızda onun bizi mutlu etme becerisi gün geçtikçe artar. Seyahate çıkmak, yeni bir dil öğrenmek veya bir performans izlemek gibi eylemler bizi o anda iyi hissettirmelerinin ötesinde uzun süreçlerde mutlu edebilme kapasitesine de sahiptirler. Kısacası eşyalar değer kaybettikçe, deneyimler değer kazanır.
Diğer bir yandan bir eşya satın aldığımızda ona yer açmak ve onu korumak gibi yükümlülüklerimiz gündeme gelir. Oysa bir deneyim size bu tür zorluklar getirmediği gibi herhangi bir risk de taşımaz. Zira geçen yıl yaptığınız o harika seyahat, ne yangında zarar görebilir ne de demode olabilir. Bir deneyim, biriyle paylaşıldığında yıllar geçtikçe kıymetlenen anılar yarattığı gibi, eş zamanlı yaşanmadığında dahi ortak heyecanlar doğurabilir. Gördüğünüz bir oyunu veya gittiğiniz egzotik bir seyahati, o deneyimi yaşamış birileriyle paylaşmak başlı başına bir mutluluk sebebidir. İşte bu yüzden bundan sonra kendinize ve etrafınızdaki insanlara hediye alacağınız zaman bir eşya yerine deneyim satın alın, göreceksiniz hepiniz “güle güle” kullanacaksınız.
Begüm