Farklı Olmaya Cesaret Etmek


Hayatımızı sadeleştirmek cesaret ister. Bugüne dek bildiklerimizin, öğrendiklerimizin ve inandıklarımızın havuzundan çıkıp kenarda durmayı ve onlarla aramıza biraz mesafe koymayı gerektirir. Belki de ilk defa sorarız kendimize:

‘’Ben kimim?’’

‘’Ben ne istiyorum?’’

Bu sorulara gerçek cevaplar bulabilmek için, başkalarının bizim hakkımızdaki tanımlamalarını ve beklentilerini bir kenara koymak gerekir. Geçmişi geçmişte bırakmak ise cesaret ister. Ve sorular soruları getirir:

‘’Sevdiğimi sandığım şeyleri gerçekten seviyor muyum?’’

‘’Yaptığım şeyleri seçerek ve isteyerek mi yapıyorum?’’

Etrafımızda olup bitenlerden bilinçli olarak uzak düşmeyi seçmek ve farklı önceliklere sahip olmak, bazen meraklı bakışları bazen de alaycı yorumları beraberinde getirir. Az veya çok. Başkalarının bizimle ilgili her tavrını bizmiş gibi düşünmeyi bırakmak cesaret ister. Yeni sorular belirir önümüzde:

‘’Bu kişinin şu anda hazmedemediği şey gerçekten ben ve tercihlerim mi, yoksa hayata dair kendi kuşku ve korkuları mı?’’

İyi veya kötü tüm yorum ve eleştirilerle aramıza bir mesafe koymak, kontrol etme endişesini de bırakmak anlamına gelir. Çünkü başkaları bizim kontrolümüzde değil. Ne hayatı kontrol edebiliriz ne de karşımıza çıkan durumları. Farkına varmayı ve belki de zamanla kontrol etmeyi başarabileceğimiz tek şey, hayatın her gün, her an önümüze çıkardığı iyi veya kötü onlarca insana, duruma, olaya karşı içimizden yükselen tavır sadece.

‘’Durup dinlesem ve kısa bir süreliğine de olsa hiçbir şeye müdahale etmesem ne kaybederim?’’

Beklentilerin ve alışkanlıkların dışına çıkmaya cesaret etmek, önce bizi, sonra etrafımızdakileri dönüştürür. Küçük adımlarla, her gün biraz daha. Kendi gerçeğimizle barışmak, gerçeğin her yüzünü hazmedilir kılar, kolaylaştırır, sadeleştirir.

Sizin farkınızı ortaya koymaktan çekindiğiniz özelliğiniz hangisi? Aslında olduğunuz o güzel, kendine has, biricik insan, neden korkup saklanıyor içinizde? Ortaya çıkması, ışığını yayması ve hayatınızı gerçekten ‘sizin hayatınız’ yapması için ona nasıl cesaret verebilirsiniz? Çünkü artık biliyorsunuz, ona cesaret vermek kimsenin değil sizin göreviniz. Beklediğiniz dost, sizsiniz.

Geçenlerde okuduğum bir yazıda ‘’Ne yaparsanız yapın insanların üçte biri sizi sever, üçte biri sizden nefret eder, üçte biri ise sizi hiç umursamaz’’ diyordu. Üçte ikilik çoğunluğun asla memnun olmayacağını baştan kabul etmek, bize farklı olmak için daha fazla cesaret vermeli! Farklı olduğunuz için eleştirilme ve kabul görmeme korkusu hissettiğinizde lütfen hatırlayın bu sözü. Cesaretinizi kıranlardan uzaklaşın, alın kalemi kağıdı, gerçek sizin yaşamak istediği hayatı yazın. Eğer hayalini kurabiliyorsanız, gerçekleştirebilirsiniz demektir. Küçük adımlarla, her gün biraz daha.

Ege

Comments are closed.