“Doğa acele etmez, yine de her şey hallolur.”
– Lao Tzu

Bugünlerde herkes meşgul. İşin üzücü tarafı birçok kişi bunca meşguliyete ve hıza rağmen gününü üretken geçiremediği gibi o günden keyif de alamıyor. Sebebi ise amaçlarımız doğrultusunda hareket etmiyor oluşumuz. Bir şeylerin konsantrasyonumuzu bozmasına izin vermeden o günü hem üretken hem de keyifli geçirmek mümkün. Kendi adıma her gün mutlaka yaptığım 4 şey var:

1- Eksilmek

Hayatımdan her gün bir şeyi eksiltmeye çalışıyorum. Bu, kullanmadığım bir defter kadar basit bir şey de olabilir, artık devam etmeyi tercih etmediğim bir proje de. Her ne olursa olsun, bana iyi gelmeyen, herhangi bir amaca hizmet etmeyen bir şeylerden kurtulmak muazzam bir özgürlük hissi veriyor.

2- Yeni bir şey öğrenmek

Bilginin tattırdığı o duyguyu hiçbir şeye değişmem. Bunun için her gün tek bir cümle bile olsa, bir şey öğrenmeye çalışıyorum. Sanattan coğrafyaya, felsefeden tarihe herhangi bir alandaki yeni bir bilgi beni her daim heyecanlandırabiliyor.

3- Amaçlarım doğrultusunda hareket etmek

Burada hedeflerimi genellikle ikiye ayırıyorum. Günlük işlerim ve çoklu adımlardan oluşacak daha büyük projeler. Her ikisine de o gün içinde konsantrasyonumun asla bozulmayacağı zaman dilimleri ayırıyorum. Bu çalışmaları genellikle zihnimin daha üretken çalıştığı sabah saatlerine koymaya özen gösteriyorum.

4- Keyfime bakmak

Her gün mutlaka yalnızca keyif aldığım bir şeyi yapıyorum. Sabah sessizliğinde kitap okumak, bira eşliğinde film seyretmek veya güzel bir öğlen yemeğine çıkmak. Seçenekler sonsuz. Bütün mesele nelerin keyfinizi yerine getirdiğini keşfedip, her gün onlar için  zaman yaratmakta.

Herkesin gününü sadeleştirme adımları farklı olabilir, ancak asıl amaç maruz kalınan kaostan çıkıp keyifli ve üretken bir gün geçirebilmek.

Begüm