Başka birçok şey gibi hediye de bir kişiye ve belli bir ana özel, doğal bir samimiyet belirtisi olmaktan çıkıp bir zorunluluk haline geldiğinde tatsızlaşabiliyor (bkz. Aralık ayı.) Ne kadar para dökersek dökelim, özünü ve anlamını yitirmeye başlıyor. Hatta tam da fazlaca para döktüğümüzde, karşımızdaki insanı nasıl da az tanıyabildiğimizin üstünü örtme çabasına dönüşüyor. Meğer pek de dikkatli bir dinleyici olamamışız bu yıl, sandığımız kadar insan sarrafı değilmişiz, aslında pek bir şey görmeden bakmışız etrafa. Özensizce seçtiğimiz her hediye, ilgimizi göstermek bir yana, karşımızdaki insanla nasıl da ilgilenmediğimizin kanıtını şıp diye sunuveriyor.
Aralık ayının hediye sıkıntısı sizi de sardıysa bu kez konuya farklı bir açıdan bakmayı deneyelim. Başkalarından aldığımız en özel hediyeleri düşünelim mesela. Hala sakladığımız, severek kullandığımız, her baktığımızda dudaklarımızın ucuna bir gülücük yerleştiren, aklımıza düştüğü her an elimizden tutup unutulmaz anılara götüren… Nadiren çok pahalı ve yine nadiren bir dükkanda yenisini bulabileceğimiz cinsten. Başkalarının bize verdiği en değerli şeyler, hem kendilerinden hem bizden izler taşıyan, ama en çok da iki tarafı ortak bir duygunun, bir hatıranın, deneyimin etrafında birleştiren seçimler.
Bu yıl hediye vereceğimiz kişileri, varlıkları için teşekkür etmek istediğimiz kişiler olarak düşünebilir miyiz? Çünkü yarın hayatta olmayabilirler. Şimdi, şu anda, yanımızda oldukları için değerliler. Bize bir şeyler öğrettikleri için eşsizler. Birlikte büyüdüğümüz, olgunlaştığımız, kalbimizi paylaştığımız için özeller. Facebook’taki arkadaş listemiz ne kadar kalabalık olursa olsun, başka türlü bir kategoriden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Onlar belki 3 kişiler, belki 5. Eliniz boş gittiğinizde bunu asla dert etmeyenler. Sevildiğini zaten bilenler. Sizi her halinizle sevenler. İşte bu yıl, onlar için, gerçekten içten gelen bir hediyemiz var mı? Seçerken önce bizi mest eden cinsten hani. Verinceye kadar sabırsızlıktan kalbimizi zıplatan türden…
Ve birkaç sade hediye fikri:
* Kendi hazırladığımız lezzetli şeyler: Minik bir kavanoz reçel, zarif kağıtlara sardığımız nefis kurabiyeler, o kişinin en sevdiği malzemeden hazırladığımız bir tatlı veya yemek, meraklısına özel bir yemek dersi veya şarap tadımı, mükemmel bir tarif
* Müzikli bir şeyler: Birlikte gideceğiniz bir konser bileti, müzik aleti çalmak isteyene özel bir deneme dersi, kişiye özel bir spotify playlist, üşenmezseniz eski usul bir çekme cd (90’larda doldurduğumuz kasetlere saygıyla!)
* Bakımlı bir şeyler: Basit birkaç malzemeyle hazırlanan dudak kremi, doğal deodorant veya saç bakım yağı karışımları, masaj seansı, işini çok beğendiğiniz bir salonda manikür veya bakım kürü
* Kültürlü bir şeyler: Birlikte gitmek üzere sinema, tiyatro, opera veya bale bileti, ilginç bir müzeyi veya sergiyi ziyaret etmek üzere davetiye, bir dans etkinliği bileti veya dans dersi, fotoğraf veya kültür turu, komedi gösterisi bileti, ilginç bir workshop
* El emeği göz nuru akıl parçası: Çizdiğimiz bir resim, yazdığımız bir dörtlük, bestelediğimiz bir şarkı, kendi ördüğümüz/diktiğimiz/boyadığımız bir şeyler, zor zamanlar geçiren bir kişiye cesaret aşılamak için yazacağımız bir mektup, bir dostun derdine çare olabileceğini düşündüğümüz bir kitap, bir fikir, hatta belki de bir başka kişi, bir tanıştırma…
Ege