İyi Gelmeyen İnsanlar Meselesi


Bazıları vardır, iyi gelmezler. Kötü hissettirir, enerji çalar, yorgun düşürürler. Haz etmediğim insanları seviyormuş gibi yapmama lüksüne sahip olmak için zamanında işimi değiştirmiş, şikayetleriyle her buluşmada enerjimi yerle bir eden kişileri kendimden uzaklaştırmış olsam da kabul etmeliyim ki o opsiyon bize her zaman sunulmayabiliyor. Ancak o kişilerin çıkış kartlarını ellerine veremediğimizde bile yapabileceğimiz bir şeyler olduğuna inanıyorum.

Şikayetçilere bir sınır koyun. Hiç şüphesiz çevrenizdekilerin kötü zamanlarında dertlerini dinlemek önemli bir destek ancak bunun sınırını doğru belirlemek lazım. Sonra bir bakarsınız karşınızdaki kişi bütün negatif hislerini size bırakarak hafiflemiş, siz yorgun ve bitkin bir halde kalakalmışsınız.

Durumu kabullenin ama abartmayın. Birinin bir sözü veya tavrıyla kendinizi kötü hissetmeniz çok doğal. Bununla savaşmayın. Etkilendiğinizi kabul edin ama gününüzü hatta günlerinizi ele geçirmesine izin vermeyin. Eleanor Roosevelt’i hatırlayın; “Hiç kimse sizin izniniz olmadan, size kendinizi değersiz hissettiremez.”

İnsan yerine davranışı etiketleyin. Birini “toksik” olarak etiketlemek, o insanı hayatınızdan tamamıyla çıkarmanız mümkün değilse, işinizi zorlaştıracaktır. Onu kişisel olarak değil, davranışıyla değerlendirin ve problemin içinde boğulmak yerine çözüm yollarına odaklanın.

Zayıf noktalarını hatırlayın. Aslında her saldırının altında kişinin kendiyle ilgili bir konusu vardır. Örneğin maruz kaldığınız çirkin tavrın arkasında kendine güvensizlik olmasın sakın? Ne zaman rahatsız edici bir diyalog yaşarsanız o durumun perde arkasını inceleyin ve bir dahaki sefere o düğmeye basmamaya özen gösterin. Bırakın kendisi çözsün kendi meselelerini.

Kişisel almayın. Hepimizin dünyasının ortasında kendimiz duruyoruz. Dolayısıyla bize karşı yapılan her şeyi, “biz”e karşı görüyoruz. Oysa çoğu zaman konu uzakta cereyan ediyor olabilir. Bazen bu pencereden bakmaya çalışıp o kişiyi kendi dünyasıyla başbaşa bırakın.

Gülüp geçmeyi öğrenin. Sizi huzursuz eden kişilerin her uygunsuz hareket ve sözünde çileden çıkmak yerine onların bazen kendi hallerine bırakılması gereken varlıklar olduğunu düşünün. Sadece gülün ve geçin.

Unutmayın, çoğu zaman bir konuyu sıkıntılı hale getiren olayın kendisi değil, ona vermeyi seçtiğimiz tepkidir.

Begüm

 

Comments are closed.