TDK sözlüğüne göre bütün özlemlere, bütün isteklere eksiksiz bir biçimde ve sürekli olarak erişmekten duyulan kıvanç durumu mutluluk. Bizler de genellikle hayatın amacının mutlu olmak olduğunu iddia ediyoruz. Varoluşumuzun sebebini dahi açıklayamadığımız kaotik bir dünyada, akıldışı, romantik ve biraz da çocuksu bir ilişkimiz var mutlulukla. O hep devam etsin istiyoruz. O hep devam etsin ve biz de bunu herkeslere gösterelim. Bütün seçimlerimizin mutluluk getirdiğini ispatlayan bir kimlik kuralım kendimize.
Son yıllarda, şu en reklamcı tabirle ‘mutluluğu paylaşmak’ mutluluğun önüne geçti gibi geliyor bana. Sanki bütün diğer hisleri mutluluk uğruna bastırdık. Mutluluk ara sıra kapımızı çalıp bize sürpriz yapan, bir noktada ağırlığını yitireceğini bildiğimiz için hafiflik veren bir duygu olmaktan çıktı, modern ve sosyal bir birey olmanın gündelik zorunluluğu haline geldi. Bütün duyguları yaşamak mümkünken, biz mutluluğu oynamayı seçtik. Ve şimdi bu oyundan sıkılmak bile, oyun grubundan atılma korkumuza yenik düşüyor.
Geçenlerde eski bir iş arkadaşımla buluştum. Birlikte çok çalıştığımız, ama çok da eğlendiğimiz günleri andık. En mutlu zamanlarımızdan birer fotoğraf karemizin bile olmadığına üzüldük sonra. Ama bırakın fotoğraf veya video çekmeyi kendimizi unuttuğumuz, saçımız başımız ne haldedir, makyajımız akmış mıdır aklımıza bile getirmediğimiz anlardaki mutlulukta, nadiren ele geçen bir başkalık yok mu?
Ege