Begüm’ün geçen haftaki yazısında bahsettiği gibi, sürecin nasıl olacağına hiç kafa yormadan peşine takıldığımız hayallerin gerçekleşme ihtimali pek fazla değil. Bugüne dek oldurmaya çalışıp da başaramadığımız işlerin, zorlandığımız insan ilişkilerinin, bir türlü içimize sinmeyen kararların sebebi, neden’imizi yanlış yerlerde aramamız olabilir mi?
Geçen hafta bir arkadaşıma ilginç bir çalışmada eşlik ettim: Neden’ini bulmasında. Simon Sinek ismini bilenler neden bahsettiğimi anlamıştır. Bilmeyenler, Sinek’in şu konuşmasını (Start With Why) dinleyerek bilgi sahibi olabilir. Konuya iyice kaptıranlar ise neden’ini bulmak için Sinek’in aynı isimli kitabını okumak isteyebilir.
Konuşmada sık sık geçen liderlik ve satış kelimeleri sizi kaçırmasın. Herhangi bir gruba liderlik etmiyor veya hiçbir şey satmıyor olabilirsiniz. Ama iş hayatında olalım olmayalım, aslında hepimiz bir şeylerin karşılığında zamanımızı veriyor, bazı konularla ilgileniyor, birtakım insanlarla ilişki halinde yaşıyoruz. Öyleyse neden’imizi bulmak satış veya yönetim kaygısından bağımsız olarak, hepimizin hayrına. Çünkü maalesef hayat genellikle tersten işliyor. ‘Ne’ yaptığımızı merkeze koyduğumuzda kulağa hoş gelen etiketlere takılıp düşmek o kadar kolay ki… Doktorluk, mühendislik, avukatlık, müdürlük, genel müdürlük diye başını alıp giden uzun ve prestijli listelerimiz var. Peki bu listelerden bir kimlik kaptığı halde kaçımız halinden memnun, kaçımız işine yıllar sonra bile istek ve heyecanla sarılıyor, kaçımız zorlukları birer engel olarak değil, keyifli bilmeceler gibi görüyor? Sanırım sadece neden’ini bulmuş olanlarımız. Çünkü ancak en temel yaşama sebeplerimize, en katışıksız beklentilerimize ve en sarsılmaz inançlarımıza denk düşen işler, yalnızca banka hesabımızı değil ruhumuzu da besliyor.
Bir kardiyoloğu ele alalım. Neden’i, hayatın yaşamaya değer olduğu duygusunu temas ettiği her hastaya aşılamaksa eğer, aynı doktor tıbbın çok farklı bir alanında, mesela psikoterapist olarak çalışsaydı da işinden doyum alabilirdi. Bir banka yöneticisinin neden’i, stres anlarında ekibine güç vererek güven ortamı sağlamaksa, aynı kişi belki bir orkestrayı yönetmekten veya öğretmenlik yapmaktan da keyif alabilir. Neden’imizi bulmak, bizi ‘ne’ yaptığımıza (ya da neyi yanlış yaptığımıza) saplanıp kalmaktan kurtararak ‘neden’ yaptığımızın farkına varmamızı sağlar.
Bildiğimiz dillerin, aldığımız ya da alamadığımız diplomaların önemi yok. Her birimizin çok güzel ve kendine has neden’leri var. Derinlerde bir yerde uyuyor, gözlerimizin parladığı o kısa ve eşsiz anlarda uyanıyor. Hayatın baş köşesine geçmek içinse, sadece anlarla yetinmeyenleri bekliyor.
Ege