Niyetin Diyeti


Hayatın bizi çoğunlukla düşüncelerimize göre değil eylemlerimize göre değerlendirdiğine inanırız. Sinsi fikirlerimizi kılıflarla örter, uslu eylemlerimizle paçayı kurtaracağımızı zannederiz. Ancak sistem pek de öyle işlemiyor gibi. Zira önce kendimizi sonra karşımızdakileri kandırabildiğimize inansak da bütün mesele niyetimizde bitiyor.

Bir keresinde kuzenimin “niyetin diyeti” diye bir tanımdan bahsettiğini ve bunun çok hoşuma gittiğini hatırlıyorum. Evet, kesinlikle ne kasıtla yola çıkıyorsak onun sonuçlarını yaşıyorduk. Karşımızdakini kırmaksa amacımız örneğin, istediğimiz kadar kıvrak zekamızla üzerini örtelim, biz niyetimizle değerlendiriliyorduk. Karşımızdaki bize kansa bile… Nihai değerlendirme hep en gerçek, en çıplak düşüncelerimize göreydi.

Şimdi biraz düşünelim istiyorum. Niyet tohumlarımızda kini, incitme arzusunu taşıdığımız için hayat bize daha acımasız yüzünü gösteriyor olmasın? İyiliğin içimizi daha fazla kaplaması için biraz çaba gösterelim. Bu durumda niyetimizin diyeti önce bizim, sonra etrafımızdakilerin daha sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşamasını sağlayacak. Bu sefer Pazartesi gününü beklemeyin, bugün günlerden ne ise doğru zamandır.

Begüm

Comments are closed.