* Geçmişe farklı gözlerle bakmak

Aralık ayında kaynağını bilemediğim çok hoş bir fikirle karşılaştım: Geçtiğimiz yılı değerlendirirken sadece ilk defa yaptığımız / yaşadığımız şeylerin listesini yapmak. İlk kez elde ettiğimiz bir başarı, ilk kez okuduğumuz bir kitap türü, ilk defa gittiğimiz bir ülke, bir kıta, ilk kez denediğimiz bir sanat veya spor dalı, hatta bir yemek!

Elbette ilk’ler mutlaka hoş deneyimler olmak zorunda değil. İlk defa terk edilmiş veya işten kovulmuş da olabiliriz. Bütün bunlar yine de önemli ilk’ler. Bizi değiştirir, o güne dek olduğumuz insandan farklı biri olmaya iter. Acıdır, üzücüdür. Ama değerlidir.

Sizin 2016 ilk’ler listenizde neler var?

* Bugünü iyi yaşamak

Arianna Huffington’ın yeni gözbebeği Thrive Global’da kötü haberlerin etkileri hakkında ilginç bir haber okudum. Ama bu yazının asıl güzel tarafı, haber verme adabına dair çok basit ve bir o kadar etkili bir yöntem sunmasıydı: Ekonomik kriz döneminde CBS kanalına bir haber programı hazırlamışlar. Ne zaman kötü bir haber verseler, bu haberi daima eldeki sorunun çeşitli çözüm yöntemlerine bağladıkları konuklar ve yeni fikirlerle ele almışlar. İşte bu deneyden ve olumlu sonuçlarından bahsediyordu makale.

Beynimizi sadece ve sürekli çaresizliğe kurmak yerine, çözümlerin var olduğunu hatırlayabilmemiz önemli. Diyebiliriz ki bizdeki bazı dertlerin çözümü bizde değil. Acaba gerçekten öyle mi, yoksa kitlesel keyifsizliğe ayak uydurmak kolayımıza geldiği için mi? Kimse dünyanın veya ülkenin dertlerine tek kalemde çare bulmamızı beklemiyor. Ama en azından bireysel dertlerimize akılcı çözümler düşünmek için bugünden daha değerli ne var elimizde?

* Geleceği yaratmak

Birbirinden ilginç deneyleriyle tanınan A.J.Jacobs’ın, fotoşopta kendisini epeyce yaşlandırıp ortaya çıkan halinin bir çıktısını aldığını ve bu fotoğrafı sık sık göreceği bir yere koyduğunu dinledim geçenlerde. 40’lı yaşlarını sürmekte olan Jacobs, 90 yaşındaki farazi çok-yaşlı haline bakmanın kendisine iyi geldiğini anlattı. Bu basit yöntem sayesinde daha sağlıklı seçimler yaptığından, kendine daha özenli davrandığından ve öncelikleri konusunda daha seçici olduğundan bahsetti.

Bu yöntemin herkese hitap etmeyeceğini biliyorum. Kimilerimiz için yaşlılık, hayatın oldukça ürkütücü ve uzak bir aşaması. Hakkında ne kadar az düşünürsek içimiz o kadar rahat. (Botox, sen çok yaşa.) Ama belki aramızda geleceğine farklı bir açıdan bakmak isteyenler vardır. Gerçeğin kendi elimizde olduğunu hatırlamak ve geleceği yaratma gücümüzü sahiplenmek için yaşlılığımıza bir şans verebiliriz bu yıl.

Ege