Adaleti Beklerken


Dünya bize daima adil davranmalıymış gibi düşünürüz. Oysa işler her zaman beklediğimiz gibi gitmez. Daha çok çalıştığımız için hak ettiğimize inandığımız terfiler, unvanlar ve alkışlar gelmez. Hevesle beklediğimiz övgülerin yerine bolca eleştiriyle karşılaşırız. Her detayını ince ince planladığımız meseleler ters gider. Adaletsizlik ille büyük bir devamını oku...

Kendimizin En Çok Sevdiğimiz Hali


Kadınların ilişkilerde komplike bir matematik problemini aratmayacak varsayım ve hesaplar yaptıklarına inanılır. Her zaman ne hissediyorsa onu dile getiren, nasıl algılıyorsa öyle hareket eden biri olarak yıllarca cinsiyetimden şüphe edildiğini söyleyebilirim. Buradaki “kendin olmak” meselesini biraz daha ileri taşıyıp çok önemsediğim başka bir kavramdan bahsetmek devamını oku...

Taşıdıklarımız


Anthony de Mello’nun Awareness / Farkındalık kitabında okuduğum bir hikaye var. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala unutamadığım, hatta kendime sık sık hatırlatmayı görev edindiğim bir hikaye: İki keşiş bir dere kenarından geçerken genç ve güzel bir kadının akıntıya kapılmış vaziyette çırpındığını görür. Kadınlarla fiziksel temasta devamını oku...

Cesaret, Haysiyet ve Hayat


Yaşadığımız bu ülkede, cesaret ve haysiyete nasıl da hasretiz. Özü sözü bir, davasını hararetle savunan, hiçbir şeyden korkmayan birilerini gördüğümüzde önünde saygıyla eğilip “ne güzel hala böyle insanlar var” deyip duruyoruz. Peki bedeli ve riski ne olursa olsun o cesareti biz gösterebiliyor muyuz? Yoksa gazeteci, devamını oku...