Bir insanın verdiği sözü tutmasının hayati derecede önem taşıdığı bilgisiyle büyütüldüm. Bu yüzden randevular, teslim tarihleri, büyük, küçük verilmiş her söz benim için hep çok mühim oldu. Gün geldi bedenim tehlike çanları çaldı; sözüme özür diledim. Gün geldi teslim tarihine yetişemeyerek özürle zaman istedim. Ama hep farkındaydım vaadimin kıymetinin.
Geçen hafta yeni bir ev tutmak üzereyken, ev bir başkasına verildi. Telefonumda emlakçının “hayırlı olsun” mesajı dururken, “kapora verdi onlar” dendi. Belli ki, “söz”ün sözü bile edilmiyordu artık. Ne zaman değerini bu kadar yitirdi diye düşündüm. Aklım, durumu garantiye almak için para vermeyi öneremeyecek kadar naifken, ben hala o sözlere kıymet veren kız çocuğuydum belli ki. Dünya değişiyordu evet, ve ben kendi değerlerime sahip çıkmaya çalışırken belki de bir şeyleri elimden kaçırıyordum. Varsın, kaçsın dedim. Ben hep o sözünü tutan ve verilen sözlere inanan kız çocuğu olarak kalayım.
Bu yazım başını yastığa rahat koyan dürüst insanlara ithaf olsun.
Begüm