Tanıştırayım, Kaizen


Ege’nin geçenlerde yazdığı “Peki Siz Hep Böyle Mi Yaşıyorsunuz?” yazısında ifade ettiği gibi, hayır biz hep böyle yaşamıyoruz. Yalnızca kendisinin de söylediği gibi daha çabuk ve etkin çözümlerimiz olduğundan bahsedebiliriz belki, ancak bu bizim de belirli dönemlerde çıkmaza girdiğimiz gerçeğini değiştirmiyor. Örneğin kendi adıma hala bazı şeylere yeterince zaman ayıramamaktan muzdarip olduğumu söyleyebilirim. Aklımdaki projelere daha çok vakit ayırabilmek, gittikçe biriken okunacaklar listemi azaltmak, zaman buldukça yaptığım meditasyonu günlük bir alışkanlık haline getirmek gibi belki son derece basit ama hayata geçirmesi o kadar kolay olmayan isteklerim var. Bugüne kadar başarabildiklerim olsa da, ertelediklerim benim de yakama yapışıyor.

İşte tam da bu çıkmazdayken Kaizen’i tanıdım. Japonların yavaş yaşama sanatından aldıkları ilhamla yarattıkları bir akım. Asıl amacı değişim ve gelişimde sürekliliği sağlamak. Yeni yıl kararlarını Ocak’ta alıp Şubat’ta bırakanların özellikle keşfetmesi gereken bir bakış açısı. Kaizen size her defasında yalnızca bir adım atmanızı öneriyor. Gerçekdışı beklentilere girerek çıtayı kısa sürede çok yükseltmektense ufak ufak yükseltmeyi ancak uzun süre belirli bir seviyede tutabilmenizi hedefliyor. Yani diyor ki, gerekirse o hedef için yalnızca iki dakikanı ayır ama o gün o iş için bir şey yapıyor ol. Burada kilit noktalardan biri de sonuçların ne derece olumlu olduğunu gözlemlemek ve ona göre kalan adımları hesaplamak.

Yeni yıla kafamda bir dolu düşünce ve yapılacaklar listesiyle girmiş olan ben, Kaizen’den fazlasıyla ilham aldığımı söyleyebilirim. Onu henüz tanımayanlar da en azından ismini öğrensin istedim, zaten tanışanlar, eski bir dostu görmenin mutluluğunu yaşayacaktır. Ben şimdi ona söz verdiğim gibi 2 dakikalık meditasyonumu yapmaya gidiyorum. Siz de bir an önce şu koca merdivenin en alt basamağında onunla buluşun derim.

Begüm

Comments are closed.