Fikirlerini pek beğendiğimiz Austin Kleon geçenlerde John Waters’ın hayat derslerinden bahsetmişti. Waters, Rhode Island School of Design’da yaptığı diploma töreni konuşmasında sahip olduğu asıl zenginliğin iş ve özel hayatında aşağılık insanlara yer vermemek olduğunu söylemiş ve şöyle devam etmişti, “Aşağılık insanların etrafında bulunmamak buradaki her mezunun hedefi olmalı.”
Bu doğrultuda kendi hayatımıza bir bakalım isterim. Sevdiğimiz insanlarla, saygı duyduklarımızla mı haşır neşiriz, yoksa şartlar farklı olsaydı yüzüne bile bakmayacaklarımızla mı? Peki o şartları değiştirmek bizim elimizde olabilir mi dersiniz? Küçük değişimler bir araya gelerek bize geniş özgürlük alanları tanıyabilir mi?
Belki bir şeyleri daha az yaparak, belki de daha çok.
Bazen etrafımdaki insanların ne muhteşem yanları olduğunu söylerken, bunun şaşkınlıkla karşılandığını görüyorum. Zira birçok kişi etrafındakilerden şikayetçi. Belki de hepimizin bir kotası vardır diye düşünüyorum. İçini kendimizi mecbur hissettiklerimizle doldurdukça, bize iyi gelenlere yer kalmıyordur. Bunca yıl içinde gördüm ki, haz etmediklerimi hayatımdan uzaklaştırdıkça, ilham verenler kendilerine daha çok yer buldular.
Şimdi bir düşünün ve samimiyetle cevaplayın, siz kimlerin etrafınızda olmamasını isterdiniz?
Begüm