Dün Ege’yle birlikte Eğitimciler Zirvesi’nde keyifli bir konuşma geçirdik. En çok duyduğumuz soru ise “Bir şeyleri değiştirmek istiyorum, ama nereden başlayacağımı bilemiyorum.” oldu. Bu, elbette bireysel bir konu. Zira, bir insanın önce kendini tanıması gerekiyor.
Ben bu noktada büyük hayaller peşinde olmak yerine hayalinizdeki bir günü canlandırmanın daha etkili olduğu inancındayım. Büyük hayallere asla karşı değilim, açıklayacağım! En büyük hedefiniz bir film çekmek diyelim ve bunu gerçekleştirdiniz. Mutlu ve gururlusunuz. Peki ya şimdi? İyi ihtimalle ortalarda sadece “Ben bir film çektim” diye dolaşmayacaksınız. Gayet tabii yaptığınız işin tadını çıkarabilir, kendinize yeni hedefler koyabilir, üretmeye devam edebilirsiniz ama eninde sonunda hayatınızı 24 saatlik bölmelerde yaşayacaksınız. İşte bu yüzden sizin için muhteşem bir gün nasıl olurdu, bir düşünün istiyorum. Dilediğiniz her şeyi yapmak serbest.
Neredesiniz? Nasıl bir sabaha uyanıyorsunuz? Kaçta uyanıyorsunuz? Yanınızda kim var? Ya da yanınızda biri var mı? Gün içinde kimlerle iletişim halindesiniz? Herhangi bir şey üretiyor musunuz? Üretiyorsanız bu işi nerede yapıyorsunuz? Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Akşamınızı nasıl geçiriyorsunuz? Neyin gününüze dahil olmasını asla istemiyorsunuz?
İşte bütün bunları, kısıtlayıcı hiçbir çerçeve olmadan hayal edin. Burada amacımız bize iyi gelen hayat tarzını ve bunun bileşenlerini bulmak. Şüphesiz en başta bahsi geçen büyük hayaller ya da egzotik ülkelere seyahat gibi heyecan verici adımlar yaşamın muazzam tadları olabilirler ancak bence mutluluğu daha uzun vadeye yayabilmek için olağan günlerimizi keyif aldığımız zamanlar haline getirmemiz gerekiyor. Elbette bu da kişiden kişiye farklılık gösterecektir. Örneğin kimi parkta kitap okumayı muhteşem bir günün öğesi olarak belirlerken, kimi için bu sıkıcı bir aktivite sayılabilir; kimi birçok insanla iletişim halinde olmaya heyecan duyarken, bir başkası bu durumdan rahatsızlık duyabilir.
Şimdi önce hayalinizdeki bu günü belirleyin ve her gün onun için bir şey yapın. Adım adım. Bu şekilde varolan sistemden çıkıp bambaşka bir hayata giriş yapmak korktuğunuz kadar zor olmayacak. Zira unutmayalım, hayatımız yalnızca ‘gün’lerden ibaret.
Begüm