Masum


Geçenlerde Sait Faik’in kısa ve son derece öz öyküsü Sinağrit Baba’yı yeniden okudum. Güngörmüş bir balığın gözünden anlatılan bu masalsı öykünün, iyi edebiyat olarak nitelendirilen her yapıt gibi, okura hayatın her döneminde farklı tatlar verebileceğini düşündüm ilk. Bana göre bu edebi ustalığın sırrı ise, ilginç bir devamını oku...

HSP: Bir Keşfin Dayanılmaz Hafifliği


Pekala bir siyasi parti de olabilecek gibi gözüken bu üç harf, geçenlerde bir sohbet sırasında duyduğum ve tanıdığıma çok mutlu olduğum bir kavram. Belki kimileriniz konuya çoktan hakim, kimileriniz ise bu yazı üzerinden tanışacak. Şayet ikinci gruptan birkaç kişi bile bu sayede kendisindeki parçaları birleştirebilirse, devamını oku...

Beşer Şaşar


Sevdiğim bir dostun hamile olduğunu öğrendim. Hem de kendisinden gelen çok sıra dışı bir mesajla: “Bir oğlum olacak. Ama düşünüyorum da, canımı verecek kadar kıymet verdiğim bir varlık bedenimin içindeyken dahi kendimim. Yani değiştirmek istediğim bazı huyları değiştiremiyorum. O zaman insan zamanla olgunlaşan / değişen, devamını oku...

Derinler


Ege’nin geçen haftaki yazısından hareketle işten geriye kalan zamanımızı nasıl geçirdiğimize dair bir şeyler yazmak istedim. Pek sevdiğimiz Cal Newport “Deep Work” isimli kitabında Arnold Bennett’ın 1910 yılında yazmış olduğu “How To Live on 24 Hours a Day” eserinden bahseder. Bennett, 9-6 çalışan insanların diledikleri devamını oku...